PRATİK BİLGİLER

» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler

MUH. STANDARTLARI

Ülke içinde kullanılan muhasebe standartlarını uluslararası standartlarla bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43 uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...

T.C. RESMİ GAZETE

DUYURULAR

7338 Sayılı Kanun’la Yapılan Vergi Düzenlemeleri Özetle....

7338 Sayılı Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 26.10.2021 tarihli ve 31640 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu Kanun ile vergi kanunlarında yapılan değişiklikler Özetle....

-Basit Usule Tabi Mükelleflerin Ticari Kazançlarının Vergiden İstisna Tutulması

·Gelir Vergisi Kanunu’na göre kazançları basit usulde tespit olunan mükelleflerin 46 ncı maddeye göre tespit edilen kazançları gelir vergisinden müstesna tutulmuştur. 

-Sosyal Medyadan Elde Edilen Kazançlara Getirilen İstisna Hükümleri

·Sosyal içerik üreticileri olarak tanımlanan kişilerin sosyal medya yoluyla elde ettikleri kazançlar ile uygulama geliştiren kişilerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformlarından elde edilen kazançlar gelir vergisinden müstesna tutulmuştur.

·Söz konusu istisnadan faydalanılabilmek için; Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır.

·Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarları üzerinden, aktarım tarihi itibariyle %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmakla yükümlü kılınmıştır. Bahsi geçen hasılat tutarları üzerinden Kanun’un 94 üncü maddesi uyarınca ayrıca tevkifat yapılmayacaktır.

·Kapsama giren kazançların toplamı Kanun’un 103 üncü maddesinde yazılı tarifenin dördüncü tarifede yer alan tutarı (2021 yılı için 650.000 TL) aşanlar ve ilgili kazançları yukarıdaki şartlara uygun olarak tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamazlar.

-Çiftçilere Yapılan Destek Ödemelerine Getirilen Vergi İstisnası

·Tarım sektörü ve çiftçilerin desteklenmesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan destek ödemeleri gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu gelirler üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmasına da son verilmiştir. Ayrıca, daha önce yapılan kesintilerin de gerekli koşulların sağlanması halinde iadesi mümkün hale gelmiştir.

-Yıllık Gelir Vergisi Beyannamelerinin Verilme Zamanı

·Geliri sadece basit usulde tespit edilen ticarî kazançlardan ibaret olanlar dahil, tüm yıllık gelir vergisi beyannameleri Mart ayının başından yirmi beşinci günü akşamına kadar beyan edilecektir.

·Buna ek olarak; yıllık beyanname ile bildirilen gelir üzerinden tahakkuk ettirilen gelir vergisi Mart ve Temmuz aylarında olmak üzere iki eşit taksitle ödenecektir.

-Geçici Vergi Dönemlerinin Yeniden Düzenlenmesi

·Gelir Vergisi Kanunu’nun 120 nci maddesinde yer alan geçici vergi dönemlerinde yapılan değişiklik uyarınca; 4. Geçici Vergi beyanı kaldırılmıştır. Buna göre geçici vergi dönemleri; 01.01.2022 tarihinden itibaren üç dönem (Ocak-Mart, Nisan-Haziran, Temmuz-Eylül) şeklinde uygulanacaktır.

-Vergiye Uyumlu Mükelleflerin Vergi İndirimi Şartlarının Düzenlenmesi

·Vergiye uyumlu mükelleflere vergi indirimini düzenleyen Gelir Vergisi Kanunu’nun mükerrer 121 inci maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği yıl ve bundan önceki iki yıl içerisinde kesinleşmiş olması koşuluyla vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla ikmalen, re’sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat bulunması halinde, kesinleşen tarhiyatların indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl için geçerli olan indirim tutar sınırının (2021 yılı için 1.500.000 TL) %1’ini aşmaması durumunda vergi indiriminden faydalanması mümkün hale gelmiştir.

-Elektronik Ortamda Vergi Dairesi Kurulmasına İlişkin Düzenleme

·Vergi Usul Kanunu’nun 4 üncü maddesinde yapılan değişiklikle fiziki ortamdan bağımsız olarak elektronik ortamda vergi dairesinin kurulması, vergi dairelerinin diğer vergi dairelerinin şubesi olarak belirlenmesi suretiyle mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesinin sağlanması, vergi dairesince yapılan işlemlerin elektronik ortamda kurulan vergi daireleri tarafından da yerine getirilmesini temin edecek düzenlemeler yapma konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

-Yurtdışında Bulunanlara Yapılacak Tebligatların Usulüne Yönelik Düzenlemeler

·Yabancı memleketlerde bulunan Türk vatandaşlarına yapılacak tebligatta; bu kimselere tebliğ olacak evrakların Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmeksizin doğrudan yurtdışı temsilciliklerine gönderilmesine ilişkin düzenleme yapılmıştır.

-Vergi İncelemelerine İlişkin Düzenlemeler

·Vergi Usul Kanunu’nun 139 uncu maddesinde yapılan değişiklik uyarınca; vergi incelemeleri uzaktan yapılacaktır. Fakat, mükellefin işyerinde tespit ve çalışma yapılması da mümkündür. Mükellefin talebine istinaden, işyeri müsaitse inceleme işyerinde de yapılabilecektir.

·İncelemeye tabi olana, vergi incelemesinin konusunu ve incelemeye başlanıldığı hususunu bir yazıyla bildirilecektir. İnceleme başlama tutanağı imzalanmayacaktır.

Elektronik Olarak Tutulan Defterlerde Tasdike İlişkin Düzenleme

·Elektronik ortamda tutulan defterler için berat alınması veya onay verilmesinin tasdik hükmünde olduğu düzenlenmiştir.

Yararlanabilmek için YMM Tasdik Raporu Düzenlenmesi Gereken Konular için Ek Süre Verilmesi

·Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 227 nci maddesi uyarınca; vergi kanunlarında yer alan muafiyet, istisna, yeniden değerleme, zarar mahsubu ve benzeri hükümlerden yararlanabilmek için düzenlenmesi gereken YMM Tasdik Raporunun zamanında ibraz edilmemesi halinde, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilecektir. Tasdik raporunun bu süre içinde de ibraz edilmemesi halinde mükellefler tasdike konu haktan yararlanamayacaktır.

·Verilen ek mühlet içerisinde tasdik raporunun ibraz edilmemesi halinde;  ibraz şartı getirilen mükellef adına 50.000 Türk lirasından az ve 500.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere, yararlanılması tasdik raporunun ibrazı şartına bağlanan tutarın %5’i nispetinde özel usulsüzlük cezası kesilecektir.

-Gider Pusulasının Düzenlenmesinin Zorunlu Olduğu Hallere İlişkin Düzenlemeler

·Vergi Usul Kanunu’nun 234 üncü maddesinde yapılan değişiklikle, bu Kanun kapsamındaki belgeleri düzenleme zorunluluğu bulunmayanlara yaptırılan işler veya onlardan satın alınan mallar (gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçilerden satın alınan mallar hariç) için işi yapana veya malı satana imza ettirilecek gider pusulası düzenlenmelidir.

·Gider pusulasının malın teslimi veya hizmetin ifasından itibaren yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir; bu süre içinde düzenlenmediği hallerde gider pusulası hiç düzenlenmemiş sayılacaktır.

·Bu kapsamda maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikten belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır.

-Alış Bedeli Ölçütünde Düzenleme

·Alış bedeli değerleme ölçüsü olarak Vergi Usul Kanunu’nun 261 nci maddesine eklenmiştir. Ayrıca alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanmış olup iktisadi bir kıymetin elde edilmesi ile ilgili diğer giderlerin alış bedeline dâhil değil olmadığı hükme bağlanmıştır.

-Maliyet Bedeli Kapsamına Giren ve Girmeyen Unsurların Düzenlenmesi

·Maliyet bedeli Vergi Usul Kanunu’nun 262 nci maddesinde yapılan düzenleme uyarınca aşağıda sayılan giderler de maliyet bedeline dâhil edilecektir.

a) İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri,

b) İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti , danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri,

c) İktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler (Faiz giderleri ile kur farklarının diğer kısımlarını maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler),

ç) iktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadarki depolama ve sigorta giderleri,

d) Gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.

·Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilecektir.

·İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.

-Enflasyon Düzeltmesi Yapma Şartlarının Gerçekleşmediği Hesap Dönemlerinde Yeniden Değerleme Koşulları

·213 sayılı Kanun’un Mükerrer 298 inci maddesine eklenen fıkra ile kolektif, adi komandit, ve adi şirketler dahil olmak üzere tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerine enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dahil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları mezkur maddede belirtilen şartlar doğrultusunda yeniden değerleme imkanı getirilmiştir.

·Maddede yeniden değerleme sonrasında hesaplanacak vergiye dair bir hüküm yer almamaktadır.

Amortisman Süresinde Yapılan Düzenlemeler

·Vergi Usul Kanunu’nun 320 inci maddesinde yapılan değişiklik ile (maddenin ikinci fıkrası kapsamında olanlar hariç olmak üzere) işletme aktifine yeni kaydedilecek amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife girme tarihinden itibaren günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi seçimlik bir imkan olarak mükelleflere sunulmuştur. Buna göre, amortisman süresi hesaplanmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl olarak tespit edilen faydalı ömür süreleri üç yüz altmış beş ile çarpılarak hesaplanacaktır.

·Bu düzenlemenin yanında mükellefe, Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilen faydalı ömür süresinin iki katını ve elli yılı aşmamak, her yıl için aynı nispet uygulanması şartıyla, daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme hususunda serbestlik tanınmaktadır.

-Şüpheli Ticari Alacaklara İlişkin Düzenlemeler

·Vergi Usul Kanunu’nun 323 üncü maddesinde düzenlenen Şüpheli Ticari Alacaklar konusunda maddede öngörülen değişiklik ile “yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra safhasında değmeyecek derecede küçük olan alacaklara ilişkin azami tutar 3.000 Türk Lirası olarak belirlenmiştir. Bunun yanında, şüpheli alacak hükümlerinin işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler tarafından da uygulanmasına imkan tanınmıştır.

-Yenileme Fonu Kapsamında Yapılan Değişiklikler

·Vergi Usul Kanunu’nun “Amortismana Tabi Malların Satılması” başlıklı 328 nci maddesinde yapılan değişiklik ile amortismana tabi iktisadi kıymetin satılması halinde, satılan iktisadi kıymetin yenilenmesi veya benzer mahiyetteki bir iktisadi kıymetin iktisabı işin niteliğine göre zorunlu bulunur  veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilmiş ve teşebbüse geçilmiş olursa, oluşan karın satışın yapıldığı tarihi takip eden üç takvim yılının sonuna kadar pasifte geçici bir hesapta tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.

·Pasifte geçici bir hesapta tutulan karın, finansal kiralama yoluyla edinilenler de dahil olmak üzere iktisap edilen bir veya birden fazla kıymetin, kanun hükümlerince ayrılan amortismana mahsup edileceği belirtilerek yeni alınacak iktisadi kıymetlerin sayısında sınır yoktur.

·Geçici hesapta tutulan tazminatın, tamamen veya kısmen zarar gören iktisadi kıymetin yerine iktisap edilen yeni kıymetlerin amortisman ayrılabilecek tutarından fazla olması durumunda, bu fazlalığın tazminatın alındığı yılı takip eden üçüncü takvim yılının kar ve zarar hesabına ekleneceği hususu hükme bağlanmıştır.

-Vergi Ziyaı ve Usülsüzlükten Dolayı Tekerrür Uygulaması Hakkında Düzenleme

·Vergi Usul Kanunu’nun 339 uncu maddesinde yapılan değişiklikler uyarınca; vergi ziyaı cezasında cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren beşinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar, usulsüzlükte cezanın kesinleştiği tarihi izleyen günden itibaren ikinci yılın isabet ettiği takvim yılının sonuna kadar tekrar ceza kesilmesi durumunda, vergi ziyaı cezası yüzde elli, usulsüzlük cezası yüzde yirmibeş oranında artırılmak suretiyle uygulanacaktır.

·Artırım tutarı kesinleşen cezadan (kesinleşen birden fazla ceza olması durumunda bunlardan tutar itibarıyla en yükseğinden) fazla olamayacaktır.

·Beş ve iki yıllık sürelerin hesabında, artırıma esas alınan cezaların kesinleşme tarihi dikkate alınacaktır.

-Pişmanlıkla Beyanname Verilmesine İlişkin Düzenleme

·Vergi Usul Kanunu’nun "pişmanlık ve ıslah" başlıklı 371 inci maddesinde yapılan değişiklikle, mükelleflerin vergiye uyumlarının artırılması amacıyla değişiklik yapılarak, devam etmekte olan vergi incelemesinin ilgili olduğu vergi türünden ve takdir komisyonuna sevk edilen olayın ilgili olduğu vergi türünden farklı vergi türü için madde hükmünün uygulanabilmesi temin edilmektedir.

-Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezalarında Tarhiyat Öncesi Uzlaşma Kapmasında Yapılan Düzenlemeler

·İhtilafların azaltılması ve vergisel süreçlerde etkinliğin artırılması amacıyla 5.000 Türk Lirasını aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarına ilişkin olarak uzlaşma talep edilebilmesi ve söz konusu tutarı aşmayan usulsüzlük cezaları için Vergi Usul Kanunu’nun 376 ncı maddesinde yer alan indirim oranının %50 artırımlı olarak uygulanması mümkün hale gelmiştir.

·Uzlaşmaya konu edilebilecek usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının tespitinde cezayı gerektiren fiil bazında kesilecek toplam ceza tutarı dikkate alınacaktır.

-Çifte Vergilendirmeyi Önleme Kapsamında Yapılan Düzenlemeler

·Vergi Usul Kanunu’na eklenen ek 14 üncü maddede, mükelleflerin, usule uygun yürürlüğe konulmuş bir vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın "Karşılıklı Anlaşma Usulü" hükümlerine göre Gelir İdaresi önleme anlaşması hükümlerine bağlı olarak diğer ülke yetkili makamlarına da başvurabileceği açıklanmaktadır.

·Maddede ayrıca vergilendirmenin matrah veya vergi farkları itibarıyla bölünebildiği durumlarda çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması kapsamındaki bölümüne isabet eden kısım için başvuru yapılabileceği düzenlenmektedir. Bu maddeye göre, başvuru, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında öngörülen süre ve usulde yapılacaktır. Diğer taraftan, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında süre bulunmadığında veya iç mevzuat hükümlerine atıf yapıldığında başvurunun Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olduğu iddia edilen bir vergilendirme işleminden mükellefin ilk haberdar olduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerektiği açıklanmaktadır.

-Yeniden Değerleme Koşulları

·Bu Kanun’la 213 sayılı Kanun’un mükerrer 298 nci maddesine eklenen (C) fıkrası uyarınca yeniden değerleme yapacak mükelleflerin istemeleri halinde ilk kez yeniden değerleme yapacakları hesap döneminden önceki hesap döneminin sonu itibarıyla bilançolarına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini maddede yer alan kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkan sağlanmaktadır.

- Sermaye Piyasası Araçlarının İhracına Konu Teminatlara İlişkin Olarak Düzenlenen Makbuz ve Kağıtlara Damga Vergisi İstisnasında Yapılan Düzenlemeler

·Damga Vergisi Kanunu’na ekli (2) sayılı tablonun "IV- Ticari ve medeni işlerle ilgili kağıtlar" başlıklı  bölümde yapılan düzenlemelerle,

-          Teminatlı sermaye piyasası araçlarının ihracında işlem maliyetlerinin azaltılmasını teminen Sermaye Piyasası Kanunu’nun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dahil  olmak üzere sermaye piyana araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmaktadır.

-          5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) ve (II) SAYILI cetvellerde yazılı genel ve özel bütçeli idarelerle, il özek idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olanak ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kağıtlara damga vergisi istisnası sağlanmakta, bağış yapanların damga vergisi yükü kaldırılmaktadır.

-Tütün Mamulleri ve Araçlarda Özel Tüketim Vergisi Oranlarında Yapılan Düzenlemeler

·Özel Tüketim Vergisi Kanunu’nun 12 nci maddesinde yer alan II sayılı listedeki araçlar ve III sayılı listedeki tütün ürünlerine ilişkin oranları ve oranlarla ilişkili özel tüketim vergisi matrahının alt ve üst sınırlarını üç katına artırmaya cumhurbaşkanı yetkilendirilmiştir.

-Bazı Taşıtların GTİP Kodları ve Vergi Oranları Konusunda Düzenlemeler

·ÖTV Kanunu ekinde yer alan (II) sayılı listede yapılan değişiklikle; ATV (All Terrain Vehicle/her 10rli arazide kullanılan araç) ve UTV (Uility Task Vehicle/çok amaçlı hizmet aracı) isimli araç tipleri, fiziksel ve teknik özelliklerine göre gümrük tarife cetvelinin 87.01. 87.03 ve 87.04 tarife pozisyonlarında yer alan ve farklı GTIP numaralarında beyan edilen söz konusu taşıtların, 4760 sayılı Kanun’un kapsamı dışına çıkarılmasının önüne geçilerek aynı orandan vergilendirilmeleri sağlanmaktadır.

·Ayrıca madde ile, 87.03 GTİP numarası altında motor silindir hacmine ve özel tüketim vergisi matrahına göre farklı oranlarda vergilendirilen motorlu karavanlarda vergilendirmeye esas tek bir oran belirlenmiştir.

-Varlık Yönetim Şirketlerine Yapılmış İstisnalar Konusunda Yapılan Değişiklikler

·Yapılan düzenleme ile varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmekte, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılmaktadır.

-Nakdi Sermaye Artışı Uygulamasındaki Düzenlemeler

·Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (ı)bendinde  yapılan değişiklik ile nakdi sermaye artışlarının yurtdışından getirilen nakitle karşılanan kısmı için nakdi sermaye faiz indirimi oranı %75 olarak düzenlenmiştir.

-Yatırıma Katkı Tutarlarında Yapılan Düzenlemeler

·5320 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun mevcut 32/A maddesinde yapılan düzenleme ile;  yatırım teşvik belgesi bazında yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir.

·Yatırımcılar tarafından bu kapsamda yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan yatırıma katkı tutarımın en fazla %10'luk kısmı bu düzenleme çerçevesinde ÖTV ve KDV hariç diğer vergi borçlarından terkin edilebilecektir.

·Bu tutar ile birlikte bu tutarın bir katı vazgeçilen yatırıma katkı tutarı olarak toplam yatırıma katkı tutarından düşülecektir. Yatırımın bütünü itibarıyla terkini talep edilebilecek toplam tutarın hesabında ise, mükellefin ilgili yatırım teşvik belgesi kapsamındaki toplam yatırım harcamasına yatırıma katkı oranının uygulanmasıyla belirlenen tutarın %10'unun aşılması mümkün olmayacaktır.

·Düzenleme, gerek mevcut gerekse yeni alınacak yatırım teşvik belgeleri kapsamında 01/01/2022 tarihinden itibaren yapılacak yatırım harcamalarına uygulanmak üzere yürürlüğe girecek olup 01/01 2022 tarihinden önce yapılan yatırım harcamaları nedeniyle hak kazanılan ancak kazanç yetersizliği nedeniyle henüz kullanılamamış yatırıma katkı tutarları bu kapsamda değildir.